SINIFLARI ÖĞRENCİLER TEMİZLESİN

Son günlerde okulların temizlik sorunu konuşuluyor. Bakanlığın geçici hizmetliler veya saat başı hesabıyla eleman devşirerek bu sorunu çözmeye çalıştığı anlaşılıyor.

Oysa okulların temizliği için uzun yıllar uygulanmış bir usul var: Sınıflarının temizliğini öğrencilerin yapması. Bu kez de bazı velilerin itiraz sesini duyar gibi oluyorum: Biz çocuklarımızı okula temizlik yapmak için mi gönderiyoruz? Öyle ya okula giden, diploma alan kişi bedensel faaliyetlerle ilişkisini keser, kalem efendisi olur. Temizlikçilik ya çöpçülerin ya da düşük gelirli kadınların işidir!

Oysa, her topluluğun bulunduğu yeri temiz tutması ve temiz bırakması uygarlığın bir gereğidir. Bunun farkında olan mitingciler yaptıkları mitingler sonunda, kirlettikleri alanları temizlemeden alandan ayrılmıyorlar.

Köy okulunu bitirmiş herkes hatırlar. Okulda bir temizlik başkanı olurdu. Kolunda bunu belirten bir bant da bulunurdu. Sınıflarda temizlik nöbetçileri, dersten sonra sınıfı temizleyerek yarınki güne temiz bir sınıf bırakırlardı.

Lâdik Akpınar İlköğretmen Okulu 1. Sınıftayken bir hafta temizlik bayrağının bizim 1-B şubesine verildiğini öğünme babından not etmişim. (1958)

BİR TEMİZLİK SEFERBERLİĞİ

Ankara’da 1987 yılı öğretim başında nakledildiğim okulda (Ortaokul ve lise) okulun adeta bir mezbeleliğe döndüğünü görerek çok canım sıkıldı. Okulun her tarafı cam kırıkları, kâğıt, poşet parçaları ile doluydu. Okul müdürü başını müdür odasından çıkarmıyordu, öğretmenler de duruma alışmışlardı. Okulun Ankara okulları atasında futbol birincisi olması başarı için yeter sayılıyordu!

Bir gün müdürün odasına girerek başka bazı konularda olduğu gibi bu konudaki gözlemlerimi da anlattım ve tertemiz bir okula sahip olabileceğimizi söyledim. Nöbetçi olduğum günlerde dersi boş geçen sınıfları bahçeye indiriyor, esaslı bir çevre temizliği yaptırıyordum Fakat sınıflar da pek pisti. Müdüre sınıflar arasında bir temizlik kampanyası yürütüp en temiz sınıfa bir bayrak verilmesini ve bayrağın o hafta sınıfta kalmasını önerdim. Müdür önerimi kabul etti ve kampanyayı bir Cuma paydosundan önceki bayrak töreninde açıkladı.

Öğrenciler arasında sınıflarını pırıl pırıl yapmak için bir yarış başladı. Kız çocukları bu işte başı çekiyordu. Evlerinden bile temizlik malzemesi getirdiler ve bazı sınıfların yıkanmış olduğunu bile gördük. Masa bayrakları hafta sonlarında el değiştirdi, en temiz sınıfın öğrencilerine kurşunkalem gibi armağanlar da verildi.

Fakat birkaç hafta sonra bu uygulamaya aniden son verildi! Güya velilerden biri “Biz çocuklarımızı okula temizlik yapmak için mi gönderiyoruz?” demiş. Çok geçmeden okulun çevresi ve sınıflar eski hâlini aldı!

TEMİZLEYECEK OLAN KİRLETMEZ

Bir yeri temizleyecek olanın orayı kirletmemeye dikkat eder. Okullarımızda kirlilik nedeninin çoğunu öğrenciler yapar. Temiz bir sınıfa ve okula sahip olmanın yolu, buraları öğrencilerin temizlemesidir. Bu alışkanlığı edinen öğrenciler evlerini ve sokağı da temiz tutar.

Okulların öğrenciler tarafından temizlenme zorunluluğu, hademe tutmak için Bakanlığın bütçesizliğine bağlanamaz. Bu esaslı bir eğitim sorunudur. Bakanlık, önerdiğimiz yolu uygulamaya koyamıyor. Muhtemelen ukala bazı velilerin karşı çıkmasından çekiniyor.

Bu yazıyı yazmadan önce hâlen görevde olan bazı arkadaşlardan okulların nasıl temizlendiği ile ilgili bilgi aldım ve bu görüşlerimi ilettim. Onlar da velilerin tepkili olabileceğini söylüyorlardı. Helaları da öğrenciler mi temizleyecekti yani? Bir de servis sorunu varmış. Paydos zili çalar çalmaz öğrenciler servislere biniyor ve götürtülüyorlardı.

Şimdi artık öğrencilerin kendi sınıflarını temizlediği köy okullarının geride kaldığını biliyorum. Çoğu öğrenci artık okula servisle gidiyor. Peki. Servisler çocukları saat diyelim 15.30’da değil de 15.40’ta alsalar ne sakıncası var? Sınıfların temizliği on dakikadan fazla sürmez. Öğrenciler, temizlik nöbetçisi olan arkadaşlarını bekler.

Temizlik konusunda öğretmenlere düşen bir görev de var. Her öğretmen, yerde bir kâğıt parçası gördüğünde bunu hemen aldırmalı, böylece sınıfların temiz kalmasını sağlamalıdır. (Ben yerde bir çöp gördüğüm zaman almak için eğildiğimde öğrenciler hemen kıpırdar, çöpleri kendileri alırlardı.)

Öğretmenler odasını da öğretmenlerin temizlemesinde fayda var. Bir sınıfın temizliğini sağlamak için en basitinden bir çöp kutusu, süpürge, paspas ve toz bezi yeterlidir. Bunları sağlayamayacak bir okul da yoktur.

Meslektaşlarımdan ve velilerden bu öneriyi yayarak eğitime katkıda bulunulmasını beklerim. (27 Eylül 2024)

zekisarihan.com

BANA ULAŞAN KİTAPLAR

1. Edebiyatımızda Ustaların Gözünden Atatürk ve Devrimin Yönü, Taylan Özbay, 2. Baskı, (tarih yok) 1. Baskı Ankara 2020, Telgrafhane Yayınları, 220 s.

2. Atatürk’ün Özel Şifre Hattı Bir Gizli Telgraf Merkezi, Doç. Dr. Halil Özcan, Ankara-2023, Telgrafhane Yayınları, 326 s.

3. Çember, İsa Hacıhasanoğlu, 2. Basım, Ankara-2020, Liman Kültür Yayınevi, 125 s.

4. Ermeni Basınında Lozan Barış Anlaşması, Haçadur Nersesoğlu, İstanbul-2024, Literatür Yayınları, 140 s.

5. Kabakdağı Köyü-Bu Bizim Hikâyemiz, Ahmet Becioğlu, Samsun-2022, Kendi Yayını, 302 s.

6. Bu Dünya’dan Kemal Burnaz Geçti, Ahmet Becioğlu, Kendi Yayını, 2023, 150 s.

7. Sinadiza Kaçamakları Düzköy, Fatma Babuşcu, Ankara,-2024, Heyemola Yayınları, 248 s.

8. Kırmızı Perçemli, Hasan Ürel, öykü, Ankara-2024, Akdoğan Yayınları, 127 s.

Loading

Leave a Reply