FATSA TARİHİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR

“KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN” Fatsa’ya bu gidişimde kazançlarımdan biri Fatsa Belediyesinin yayımladığı değerli birkaç kitap edinmem oldu. Bunlardan biri 1834 ve 1845 yıllarında yapılmış Fatsa Nüfus kayıtlarını içeriyor ki yerel tarih meraklıları için ağırlığınca altın eder dense yeridir. Yakup Arzu’nun Osmanlı arşivlerinden bulup her yönüyle inceleyerek hazırladığı kitap daha önce internette de…

Loading

BEYCELİ KÜTÜPHANESİ

Benim gözlemlerime göre tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylüler kitap okumazlar. Gözleri de böyle bir şeye alışık değildir. Gündüz yaptıkları beden işinden yoruldukları için gece erkenden yatarlar. Bilgi kaynakları kitaplar değildir. Kahvehane sohbetleri, televizyon ekranları ve cep telefonlarıdır. Buna rağmen, köylüleri okumaya alıştırmak için bazı girişimlerde bulunan okumuşlar eksik olmaz. Kendileri okumaya düşkün oldukları için köylülerin…

Loading

BEYCELİ KÜLTÜR MÜZESİ

Epeydir zihnimi meşgul eden bir sorun var: Köyümde bir etnografya müzesi açılamaz mı? Köye gittiğimde arkadaşlarla konuşuyorum. Bu kez muhtara da anlattım. Köyümüzde taşımalı eğitimle boş kalan ilk ilkokul Millî Eğitim tarafından onarımdan geçirilerek kullanıma hazır hale getirildi. Buraya “Beyceli Yaşam Merkezi” levhası da açılmış. Ancak ne için kullanılacağı konusunda açık bir bilgi yok. İlçe…

Loading

FATSA’DA ON GÜN

“İnsanın vatanı çocukluğudur” demişler. Hangimiz özlemez ayak izlerinin olduğu, çelik çomak oynadığı yerleri. Yılda bir kez olsun, Fatsa’nın Beyceli köyüne gidip beş on gün gezip tozmadan, komşularla sohbet etmeden, köydeki değişiklikleri izlemeye çalışmadan duramam. O kadar söz ettim ki, bazı okurlarım da “Okuya okuya biz de sanki Beycelili olduk” diyorlar.  Bu yıl da, 4-14 Eylül…

Loading

KÖYÜMDE GÖRDÜKLERİM

Pandemi nedeniyle üç yıl gitmediğim köyümü çok özlemiştim. Gerçi köydekilerle haberleşmemiz eksik olmuyor ama insanın gözüyle görmesinin yerini hiçbir ey almıyor. Fatsa ilçesinin 27 km. güneyinde, beş mahalleden oluşan Beyceli köyünü, bu sayfada ara sıra anlatıyorum. Ama her gidişimde köydeki değişiklikler üzerine ben de hayretler içinde kalıyorum. Köyüme bakarak ülkedeki baş döndürücü gelişmeyi öğreniyorum. Değişimin…

Loading

EZAN SESİNDEN RAHATSIZ OLMAK!

1991 yılının Ağustos ayında bir gün, yıllarca Almanya’da kalıp ülkeye dönmüş bir yazarımızı, Ankara’da kalmakta olduğu Seyranbağları’ndaki evine ziyaret ettim. Türkiye’ye dönmekten memnun olup olmadığını sorduğumda “Memnunum ama şu Ezan sesleri e olmasa!” diye cevap verdi. Bu söz garibime gitti. “Hocam, dedim, Almanya’da da çan sesleri duymuyor muydunuz?” “Çan sesinden rahatsız olmuyorum ama Ezan sesinden…

Loading

ALİ TİCARETE ATILIYOR!

Nefes darlığı çeken babam, artık taşçı ustalığı yapamadığı, tarım işleri de yapamadığı için, oyalanmak amacıyla dükkâncılık yapmak istemiş. Bir gün çarşıdan geldiğinde heybesinde bazı mallar getirdi. Bunlar, peştamal, yazma, çorap gibi cinsi ve sayısı çok az bazı dükkân malzemesiydi. Bir dükkânı da olmadığından onları mutfağın bir köşesinde sergiledi. 1950’li yılların başlarıydı. Köyümüz için Pazar emri…

Loading

KÖYLÜLERİN DEVRİMCİ HÂLİ

53 yıl önce bildiri yayımlamışlardı KÖYLÜLERİN DEVRİMCİ HÂLİ Devrim emekçi kitlelerin ideolojisidir. Çünkü soygun, sömürü ve baskı politikalarının sona ermesinde onların çıkarları vardır. Yalnız, kitlelerin devrimci tutumu her zaman ortaya çıkmaz. Zaman ve zemine göre bazen uykuya yatar. Hatta emekçi kitleler bazen zalimlerin, sömürücülerin arkasından bile gidebilir ve onların kullandığı bir alet haline bile gelebilir.…

Loading

ANTİEMPERYALİST VE HALKÇI

İşte o bildiri Fatsa’nın Beyceli köyü halkından olup mahalle mektebi hocalığı ve cami imamlığı yapmış olan Hakkı Hoca’nın evinde geçen hafta bulunan aşağıdaki bildiri, geçen yazımda anlattığım gibi emperyalizme karşı kitle mücadelelerinin yükseldiği 1968 yazında Ordu’da yazılmış ve basılmıştı. Bu bildiriyi Beyceli köyünde bir Cuma namazı sonrası cami avlusunda da okumuştum. Bildiriyi dağıtmış da olmalıyım…

Loading

HOCA’NIN SANDIĞINDAN ÇIKAN BELGE

Köyümüzde mahalle mektebinde hocalık, camide imamlık yapan Hakkı Hoca (Sarıhan) yıllarca önce öldü. Evi boş kaldı ve çürümeye yüz tuttu. Komşularından biri evi ve bitişikteki sebze “avlo”sunu satın alarak buraya yeni bir ev yapmaya karar verdi. Evi yıkılmadan önce Ayhan ve Rahime Sarıhanlar, geçen hafta evin içini gezdiler. Bir dolabı karıştırırken 1968’den kalma bir bildiri…

Loading