Hesap veriyorum-2 GOOGOL’LA CEBELLEŞME YILI

Hesap veriyorum-2

GOOGOL’LA CEBELLEŞME YILI

Zeki Sarıhan

2017 yılı için vereceğim hesaplardan birincisi facebook paylaşımcılığı ise ikincisi Googol’la yaptığım yazı paylaşımcılığıdır. Faksla yazı gönderme işi bitip de internet sahneye çıkınca ben de bazıları gibi bu imkânı kullanmaya heves ittim. Hemen hepsini açık adreslerden derlediğim e-postaları Arkadaşlar, basın, siyasi partiler, kuruluşlar, bazı kitle örgütleri adlarına gruplandırdım. E-postaların sayısı 2.000’e ulaşınca yeni adres eklemeyi durdurdum. G-mail şirketi bir e-posta adresinden bir tıklamaya 500 adrese ileti gönderilmesine izin ve 24 saat içinde bunu iki kez yapabileceğim bilgisini veriyordu. İkinci bir e-posta adresi açarak bin adrese de buradan göndermeye başladım. Hatta ihtiyaç olduğunda kullanmak üzere üçüncü bir e posta adresi de açtım.

Her gönderimde iletilerimin yerine ulaşamadığı tek tük adresler oluyordu. Kiminin ileti kutusu dolu, kiminin adresi değişmiş olabiliyordu. Aynı adrese birkaç kez gitmediği olursa bu adresleri siliyordum.  Adreslerin binde birini bile bulmayan bazılarından da nazik veya daha az nazik uyarılarla kendilerine yazı göndermememi isteyenler oldu. Bu adresleri de tabii derhal sildim. Bunu çok doğal görüyorum. Adresime düşen birçok yazıyı ben de okuyamıyorum ya da sırf bir ideolojik bombardımana tabi tutulduğumu anlarsam bu tip iletileri engelliyorum.

İş bu merhalede yürürken yaklaşık iki yıldır, zaman zaman gönderilerimin tümü Googol tarafından iade edilemeye başlandı! Hatta bu yüzden hesaplarım defalarca askıya alındı. İlgili yerleri tıklayarak bunun nedenini öğrenmeye çalıştıysam da tatmin edici bir yanıt alamadım. Hesaplarımın ikisini açtırdım, üçüncüsü kapanıp gitti. Googol, tabii ki yazıları okumuyordu. Bunların ne olduğundan haberdar değildi. Gönderilerin sayısına bakıyordu anlaşılan. Ben ticari bir ürünü mü paylaşıp reklam yapıyordum yoksa alıcılar ağız birliği etmişçesine yazılarımı spam alarak mı işaretliyordu?

Bu yeni icat makineye meramımı anlatamadım. “Tamam, anladık” diyerek hesaplarımı açıyorlar sonra gene askıya alıyorlar, benden yeni bir şifre istiyorlar, fakat gene de toplu iadelerden baş alamıyordum. Bu nedenle yazılarımın bir kısmı e-pota adreslerine ulaşamadı. 2018’de bu sorunu bir şekilde çözmeliyim.

E-posta alıcılarından yazılarımla ilgili “Diline dikkat etsin, dokunulmazlığı yok!” gibi dostça tesviyeler de aldım. Övücü notlar gönderenler de oldu. Ama bunların sayısının çok olmaması doğal. Ya okunmamışlardır, ya okunup geçilmiştir. Onda facebook gibi “beğen”, “paylaş,”   “yorum” düğmeleri yoktur. Yalnızca “yanıtla” düğmesi vardır.

Neyse… 2017 yılında facebookta paylaştığım 206 gönderiden 152 yazımı e-postalarla yaklaşık 2.000 kişiye ulaştırmaya çalıştıysam da bunların belki yarısı veya üçte biri yerlerine ulaşmamış olabilir. Kaçının okunduğunu saptamak ise mümkün değil.

YEREL BASIN VE HABER SİTELERİ

Yazılarım, 2013’ten beri, bazı yerel gazetelerde ve haber sitelerinde yayımlanıyor. 2017 yılında bu organlarda yazılarım 1.223 kez yer aldı. Bunların internetten saptayabildiğim kadar adları ve yayımladıkları yazı sayıları şöyle:

Yeni Muhalefet 142, Bağımsız Özgür Medya 139, Türkiye İçin El Ele 103, Didim Özgür Ses 97, Sanal Basın 79, Marmaris Gündem 76, 50. Yıl Lisesi Gazetesi 66, Gölbaşı’nın Sesi 64, Milas Önder 61, Net D Sanat 60, Ada Dergi (Mavi Ada, Güneş Günlükleri) 58, Fatsa Yeni Haber 56, Uludağ Sendika Platformu 34, Fatsa Güneş 28,  Fatsa-Fatsa 23, Ahmet Saltık 10, Jurnalist 10, Teşkilatı Mahsusa 10 ve daha az sayıda yazımı yayımlayan 76 haber sitesi.

2016 yılıyla karşılaştırıldığında 13 sitedeki yayın artmış, 8’inde azalmıştır.

Dergilerde yayımlanan yazılarım ise şöyledir: Bütün Dünya 12, Tükenmez 3, Öğretmen Dünyası 2, Karamanname 1, Edebiyat Nöbeti 1, Berfin Bahar 1, Birkaç yazım da çok satışlı gazete yazarların internet sitelerinde yer aldı.

Böylece, geçen yılkinden de daha hareketli ve daha yaygın okunan bir yazı hayatım oldu. “Çok okudukları” konusunda bazı duyumlar aldıysam da bu yazıların toplam olarak kaç kişi tarafından okunduğunu belirlemek imkânsız. Yalnız Bütün Dünya dergisinin 50 bin bastığına bakarak bu sayının on binlerle ifade edilebileceğini sanıyorum ki verdiğim emeğe değer. Yazılarımı yayımlayan haber sitelerinin birkaçından duyduğuma göre bunları yayımlama nedeni özgün ve içten ve gerçekçi olmalarıymış. 2016’da 50 yazımı yayımlayan bir yerel gazete, bu yıl yazılarımı basmayınca telefonla nedenini sordum. Önce “Patronun olağanüstü hal nedeniyle yazılarımı yayımlatmamış olabileceği” yanıtını, ardından da yazı işleri müdüründen bundan sonra haftada üç gün yazılarıma yer verileceği yanıtını aldım.

Gönderdiğim yazıların bir çıktısını alarak dosyalıyorum. İnternetimin çökme ihtimali karşında yazılarımı güvene almak için facebooktan bir arkadaşımın yardımı ile açılan bloğuma yazılarımı koymaya, yazılarımım altına diğer yazılarım için burayı adres göstermeye başladım.

KİTAPLARIM DUVARLARI AŞAMIYOR!

2017’de 3 kitabım yayımlandı. İki çalışmamı yayıncıya gönderdim. Üç kitabımın yeni baskı yapmaları için yayınevlerine önerdim. “Eğri Oturalım Doğru Konuşalım” çalışmam ise bir yayıncıdan geri döndüğünden beri bilgisayarımda uykuya yattı! Yazarların çoğunun bir yere angaje olduğu ve yayıncılığın, dağıtımın tekelleştiği zamanımızın benim zamanım olmadığı belli. “Zamanım geçti” mi desem, “bir gün elbet gelecek” mi desem? İnternet yayıncılığında değilse de kitap yayıncılında okurlarla aramda aşılması zor yüksek duvarlar var!

2017’de Ankara’da yalnız 1 Mayıs Mitingine katıldım. 23’ü Ulusal Eğitim Derneği’nde olmak üzere 35 etkinliği izledim. 6 oyun, 7 film gördüm, 4 mekânda konuşmacı oldum. 7 kez kitaplarımı imzaladım. Kitaplarım ve yazılarım hakkında 7 yazı yayımlandı. Beşer günlük olmak üzere Ukrayna, Macaristan ve Sırbistan’a gittim.  12 kez şehirlerarası yolculuk yaptım. Bunların 3’ü gezi, 3’ü ziyaret, 3’ü nişan veya düğün, 3’ü kitap fuarı, 2’si tatil, 1’i ise mezunlar buluşması amaçlıydı. (11 Ocak 2018)

 

 

Haziran 2017’de Kadıköy Kitap Günleri’nde eski öğrencilerimle.

 

Loading

Leave a Reply